Bunu yapamayacağım, bugüne kadar denedim olmadı, beceriksizin tekiyim, yetenekli değilim, hiçbir zaman yeterince iyi olmayacak, diğerleri bunu daha iyi yapıyor… Bu gibi cümleler size tanıdık geldi mi? Peki başkalarının başarısı veya mutluluğu size nasıl hissettirir?
Yetersizlik hissi olarak adlandırdığımız şey kimi zaman gerçeği yansıtan kimi zamansa gerçeklik zemininden uzak olacak şekilde pek çok kişinin yaşayabileceği bir durum olarak tanımlanabilir. Kendinizi geliştirmek istediğiniz alanda ortaya çıkan ve gerçeklik zeminine oturan yetersizlik hissi, işlevsel olup istenilen şeye sahip olma noktasında kişiyi harekete geçirebilirken; yetersizliğin pek çok konuda bir arada ve yoğun bir şekilde yaşanıyor olması akılda soru işaretleri oluşturabilir. Yetersizlik inancı kişinin işlevselliğini kısıtlamaya başladığında ve kişiyi sınırlandırdığında bir problem haline gelebilir.
Yetersizlik, kişinin kendisiyle ilişkisinde memnuniyetsizlik, başarılarından tatmin olmama gibi durumları beraberinde getirebilir ve çoğu zaman kişinin objektif olarak kendisine bakabilmesini engeller. Kişinin başarılı olduğu noktaları küçümsemesine, becerilerini yok saymasına neden olabilirken yetersiz olduğunu düşündüğü noktaları yüceltmesine yol açabilir. Kişi böyle bir durumda başarılarından tatmin olmak yerine başarısız olduğu noktalarda kendisini var eder ve yaşatır. Bu yönleriyle yetersizlik kişi üzerinde öz eleştiri yapmaya yatkınlığa, özgüven ve özsaygıda azalmalara neden olabilir.
Yetersizlik hissinin nasıl geliştiğine baktığımızda etrafınızdaki kişilerin söylemleri veya davranışlarının sizin üzerinizde oluşturduğu yansımalar karşımıza çıkabilir. Çocukluk döneminde ebeveynlerin eleştirel tutum ve yargılamaları (yaptığı şeyler eksik veya hatalı olduğu için eleştirilmesi, neden birinci olamadın…), tekrarlayan şekilde çocuğun davranışlarına müdahaleler (yaptığının beğenilmemesi ve yapamadığı düşünülen şeye karşı müdahaleler), çocuktan çok fazla beklentiye sahip olmak veya aksine hiçbir beklenti geliştirmiyor olmak (akademik başarının aileyi tatmin etmemesi veya yapamayacağı düşünülerek hiçbir başarı beklememe), çocuğun başarılı olduğu durumları görmezden gelmek ve başarılarını takdir etmemek (iyi olduğu noktaları atlayıp, sanki olması gereken hali hazırda buymuş gibi davranmak) gibi yaklaşımlar çocuk üzerinde yetersizlik hissini oluşturabilir. Benzer durumları okul arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle ve hatta ileriki yaşamda iş yaşantısı ya da sosyal ortamlarda deneyimliyor olmak da kişi üzerinde yetersizlik hissini oluşturabilir.
Bunların yanında gerçekçi olmayan hedefler ve dolayısıyla bu hedeflere ulaşamamak kişi üzerinde yetersizliğe dair düşüncelere sebep olabilir. Örneğin kilo vermek isteyen birisinin bir ay içerisinde on beş kilo verebileceğine dair düşüncesi ve bir ayın sonunda bu kadar kilo verememiş olması kilo verme noktasında kişiyi yetersizlik hissine götürebilir. Halbuki yeteri kadar zaman ayrılmadığı halde bir şeyleri tamamlayamamış olmak yetersizlik göstergesi olmaktan ziyade gerçekçi bir planlama yapılmadığına işaret edebilir. Yetersizlik hissinin hakim olduğu yerde kişi durumu bu şekilde değerlendirmeyi çoğu zaman atlar ve kendisine yetersizlik atfeder.
Düşündüğümüzde bir grup çalışmasında diğer kişilerin yeteri kadar iyi olmadığına inanan birisinin, çalışmanın gerektirdiği tüm sorumlulukları üzerine alması ama tek başına bunları tamamlayamaması ya da birçok konuda gereğinden fazla sorumluluk alıp bunlara yetişememesi yetersizliğe neden olabilir. Yetersizliği yenmeye dair çabayı içeren mükemmeliyetçi yaklaşım, işler istenilen şekilde gitmediğinde kişinin kendisini daha fazla yetersiz hissetmesine sebep olabilir.
Yetersizlik hissiyle baş etmeyi ele aldığımızda nerelerde yetersiz hissediyorsunuz ve yetersiz olduğunuzu düşündüğünüz konular gerçekten sahip olmak istediğiniz şeyler mi buna odaklanmak durumu daha anlaşılır kılmaya yardımcı olabilir. Örneğin çevrenizdeki arkadaşlarınızın pek çoğu piyano çalabiliyor, hepsinin bu konuya dair ilgisinin ve becerisinin olduğunu düşünüyorsunuz, burada piyano çalamama konusunda kendinizi eksik hissediyorsunuz ve geçmişte bununla ilgili herhangi bir deneyiminiz olmamasına rağmen isteseniz de bunu yapamayacağınıza dair bir inanç geliştiriyorsunuz. Belki de burada sorgulanması gereken buraya dair bir ilginiz var mı yoksa yalnızca çevrenizdeki kişiler bunu yapabildiği için mi yapmak istiyorsunuz. Bunun ayrımını yapabilmek yetersizlik hissini anlama konusunda size ipucu verebilir.
Problem yaşanılan alan keşfedilmezse problemle nasıl baş edilebileceğini anlamak mümkün olmayacağından yetersizlik hissi yaşadığınız alanları keşfetmeye çalışmak bunlarla baş etme noktasında gerçekleşebilecek ilk adımı oluşturur. Burada farkındalık oluşturmak kişinin gelişimi, değişimi ve dönüşümünü etkileyebilir.
Yetersizlik hissini oluşturan durumlardan uzaklaşabilmek için kendimize temas etmemiz ve içimizdeki kaynaklara ulaşabilmemiz önemlidir, farklı koşulları deneyimleyen biricik bireyleriz. Başarı gösterdiğiniz konular tesadüfen/ rastlantısal olarak oluşmadılar. İyi olduğunuz noktaları görme konusunda kendinize haksızlık etmemeyi denemek kulağa nasıl geliyor?
Uzm. Klinik Psikolog Özlem Sarıkaya