Sosyal onay ihtiyacı, diğer insanların yargılarına önem verildiği ve sosyal etkileşimlerde bireyin uyuma yönelik davranışlarına aşırı özen göstermesi ilgili bir kavramdır.
Başkaları tarafından kabul görme ihtiyacını yoğun bir şekilde hisseden bireyler oluşturdukları izlenime büyük bir önem vermekte, beğenilmek ve takdir görmek için gerektiğinden daha fazla çaba harcama eğiliminde olmaktadırlar. Aldıkları kararları başkalarının beklentileri üzerine şekillendirmekte ve hatta doğru olmadıklarını bildikleri düşüncelere bile itiraz etmekten kaçındıkları görülmektedir.
Bu davranışların sebepleri arasında iki tanesi ön plana çıkmaktadır: Kültür ve mükemmeliyetçilik. Ülkemiz gibi toplumsallaşmanın ön planda olduğu, bireysel yaklaşımdan ziyade çoğu zaman diğer insanların olası düşüncelerine göre hareket edildiği toplumlarda bu tarz davranışlarla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Özellikle “başkaları ne söyler?” düşüncesinin içselleştiği bireylerde herhangi bir davranışı gerçekleştirirken uzun bir değerlendirme sürecine girme, endişe hissetme ya da adım atamama gibi durumlar görülebilmektedir. Aynı zamanda aile öyküsündeki koşullu sevgi, ebeveynler tarafından gösterilen tutarsız davranışlar, takdir ve doyum duygusunun tam olarak hissedilememesi gibi kişiye özgü bazı dinamikler de bireyin kendisinin kusursuz özelliklere sahip olması gerektiğine inanmasına bu da mükemmeliyetçi düşüncelerin oluşmasına zemin hazırlayabilmektedir. Bu aynı zamanda kişinin kendi yetkinlikleri ve becerilerine yönelik kesin yargılara varamamasına ve kendisinden emin olma ihtiyacının başkaları tarafından karşılanmasına yönelik kaygılara sahip olmasını sağlayabilmektedir. Böyle bir yaklaşımla büyüyen çocukların yetişkinlik dönemlerinde onaylanma ihtiyacına daha fazla rastlanması olası bir durum şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
Ne yazık ki kabul görme ihtiyacı sosyal kaygıya ve birtakım özgüven problemlerine sebep olabilmekte bu da bireyi hiç istemediği düşünce ve duygulara sürükleyebilmektedir. Bu gibi durumlarda kişinin kendine yönelik inançları ve düşünceleri üzerine odaklanması ve öz farkındalık geliştirmek adına adımlar atması kendisi ile yakınlaşmasına ve aldığı kararlar üzerine hakimiyet kurmasına katkı sağlayabilmekte böylece odağını dış faktörlerden uzaklaştırıp kendi standartlarına ve beklentilerine yaklaştırmasına yardımcı olabilmektedir